SORU: Uzmanlar müşterilerin giderek
daha talepkar hale geldiğine inanıyor.
Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Bu görüşe ben de katılıyorum. Müşteriler her geçen gün
daha fazla şey istiyor. Ancak asıl sorulması gereken
bunun neden meydana geldiği… Müşteriler neden daha
talepkar oluyor?
Müşterilerin bir şekilde değiştiklerine inanmıyorum; bence
onlar eskiden olduğu gibiler. Ancak değişen onların
önlerinde duran seçenek bolluğu…
İnternet sayesinde müşterilerin hemen her şeyi
satın alırken önlerindeki seçenek sayısı ikiye katlandı.
Müşteriler artık çok sayıda perakende mağazası
içinden herhangi birinden alışveriş yapabiliyor ya da
internet sitelerinden istedikleri ürünleri satın alabiliyor.
Her seçeneğin kendine has avantajları var.
Müşteriler bir perakende mağazasından alışveriş
yaptıklarında ürünü görerek inceleyebiliyor ve
anında satın alıp kullanmaya başlayabiliyor. İnternet
sitesinden alışveriş yaptıklarında ise onların önlerinde
beden, renk, tarz ve diğer faktörler bazında çok
daha fazla seçenek oluyor. Ayrıca genellikle daha da
ucuza alabiliyorlar. Bu yüzden müşteriler bir şeyler
satın almak için perakende mağazalarına gittiklerinde
bunları düşünüyor. Genellikle internet üzerinden
kolaylıkla alabilecekleri ama mağazada olmayan
şeyleri istiyorlar.
Yığınla mesaj göndermeyi unutun
SORU: En zor pazarlama stratejilerinden biri de
e-posta pazarlaması. Müşteriler hangi sıklıkta
e-posta almak ister?
Amerika’da ortalama bir insan günde 250
civarında e-posta alır ve gönderir. Ve bu
ortalama rakam, her yıl yüzde 3 oranında artar.
Sonuçta insanların çoğu dikkatini çekmeyen
e-postaları anında hiç okumadan siler.
Peki bu e-posta sorununun çözümü nedir?
Şirketler, kendi e-posta mesajlarını “kişiselleştirmek”
zorunda. E-postayı alacak şirketin özelliklerine
ve alıcının iş yerindeki konumuna göre
hazırlayabilmek için her potansiyel müşteri üzerinde
ayrı ayrı çalışın. Sonra alıcının sorunlarından birine
uyan özel bir çözüm önerin. Artık her potansiyel
müşteriye birbirinin aynı olan yığınla mesaj
göndermeyi unutun.
Yaratıcının asıl görevi
SORU: Yaratıcı direktörlere düşen yeni
roller neler?
İnternet yüzünden yaratıcı direktörlerin işleri giderek
zorlaşıyor. Müşteriler normalde kendi markalarının
kullanmak zorunda olduğu mesajları dikte eder.
Ancak iyi bir yaratıcı direktör markanın “mesajı” ile işe
başlamaz. İyi bir yaratıcı direktör, işe mesajın verileceği
“medya” ile başlar. İnternetin ortaya çıkmasıyla medya
sayısı. E-posta, mobil, arama, videonun yanı sıra yazılı
basın, radyo, açık hava ve televizyon gibi alışıldık
seçenekler de var.
İyi bir yaratıcı direktör mesajı medyaya uygun hale
getirir. Bu durum ise sıklıkla zaten onaydan geçmiş
mesajların üzerinde herhangi bir değişiklik yapılmasını
istemeyen müşterilerle tartışma yaşanmasına neden olur.
Yaratıcı direktörlerin kendi müşterilerini “mesajı medyaya
göre uyarlamak” fikrine nasıl ikna edeceklerini öğrenmesi
gerekir. Yıllarca çok sayıda müşteriyle birlikte çalışmış biri
olarak bunun hiç de kolay olmadığını çok iyi bilirim.
Gençler isyankardır
SORU: Şirketler gençlere yönelik pazarlardan pay kapmak için
neler yapmalı?
Şirketler artık gençlere yönelik pazarlarla ilgili esas gerçeği anlamak
zorunda. Gençler doğaları gereği yaşlı nesle karşı isyan etmek ister. Bunun
illa da kötü bir şey olması gerekmez. Genç girişimcilerin yarattığı inanılmaz
başarıların ardında işte bu isyankar doğa yatar.
Bugün hisse senedi piyasasında 489 milyar dolar değere sahip ve dünyanın
en büyük yazılım şirketi olan Microsoft’u Bill Gates sadece 21 yaşındayken
kurmuştu. Yine hisse senedi piyasasındaki 632 milyar dolarlık değeriyle bugün
dünyanın en değerli şirketi olan Apple Computer’ı Steve Jobs da 21 yaşındayken
kurmuştu. Hisse senedi piyasasında 566 milyar dolarlık değeriyle bugün
dünyanın en değerli ikinci şirketi olan Google’ı Sergey Brin ile Larry Page 23
ve 24 yaşlarındayken kurmuştu. Hisse senedi piyasasında 362 milyar dolarlık
değeriyle bugün dünyanın en büyük sosyal medya şirketi olan Facebook’u Mark
Zuckerberg 20 yaşındayken kurdu. Bu 4 şirketin toplam değeri 2 trilyon doların
üzerinde. 20’li yaşlardaki 5 çocuk için hiç de azımsanmayacak bir rakam.
Peki devasa başarılara imza atan şirketler, neden daha yaşlı insanlar
tarafından kurulmuyor? Çünkü yaşlı insanlar genellikle her şeye uyum gösterir.
Onlarda gençlerdeki gibi isyankar bir ruh yoktur. Şirketler gençleri cezbetmek
için eski ve oturmuş markalardan “farklı” olarak algılanan yeni markaları
piyasaya sürmek zorunda. Yaşlılar arasında yerleşmiş büyük bir pazara sahip bir
markayı alıp onu gençlere satmaya çalışamazsınız. Bu genellikle işe yaramaz. İşe
yarayan yol ise özellikle gençleri hedef alan yeni markaları piyasaya sürmektir.
Dijital PR için ideal
SORU: 2017
yılında pazarlama
iletişiminde
en önemli eğilimler neler
olacak?
İki önemli trend öne
çıkıyor. Pazarlama
iletişimi işlevi bakımından bunlardan biri iyi ama diğeri değil. İyi olan eğilim
reklamcılıktan PR’a doğru kademeli bir geçişin yaşanması. Biz bugüne kadar
birlikte çalıştığımız neredeyse her şirkette, şirket içinde paranın ve etkinin
reklamcılık işlevinden uzaklaşarak PR işlevine yöneldiğine şahit olduk. Gelecek
kesinlikle PR’da... Kötü olan eğilim ise geleneksel medyadan dijital medyaya
doğru yaşanan hızlı kayma. Bu yeni ve farklı bir şey. Ve bu pazarlama
topluluğunun hayal gücünü esir alıyor. Hemen herkes artık pazarlamanın
geleceğinin dijital medyada yattığına ikna olmuş durumda. Buna ben de
katılıyorum, ancak bugün kullanıldığı anlamıyla değil. Şirketler bugün benim
çok az başarısı olduğunu bildiğim dijital kampanyalara çuvalla reklam parası
akıtıyor. Evet dijital medya önemli ama reklamcılık için değil. Ben dijital
medyanın reklamcılık için değil ama PR için ideal olduğuna inanıyorum. Ve
geleceğin PR’da olmasının nedenlerinden biri de budur.
Çeşitlilik nasıl yaratılır?
SORU: Bir ajansta
çeşitliliğin önemi
nedir?
İnsanların farklı olup
olmadıkları çok önemli
değil. Önemli olan
onların yaşam tarzlarının
farklı olması. Ve bunu
başarmanın en kolay yolu
farklı ırklardan ve farklı
cinsiyetlerden insanların
seçilmesinden geçer.
Ancak yaşam tarzları
ciddi derecede farklı
olduğu müddetçe aynı
ırktan ve aynı cinsiyetten
insanlarla da bir ajansta
çeşitlilik yaratabilirsiniz.
Ancak uygulamada bunu
başarmak gerçekten çok
zordur.
Amerika’daki reklam
ajanslarının çoğu,
büyük şehirlerde benzer
ortamlarda yetişmiş
beyaz insanlarla doludur.
Bu hiç de iyi değildir.
Bir ajans her şeye farklı
açılardan bakabilen
çeşitlenmiş çalışanlarla
daha iyi fikirler üretebilir.
Tüm çalışanları beyaz
olan bir ajanstaki yeni bir
pozisyona iki siyahi adayın
başvurduğunu varsayın.
Siyahi adaylardan biri
arkadaşları çoğunlukla
beyaz olan ve beyazların
yaşadığı bir muhitte
büyümüş olsun. Diğer
aday ise arkadaşları
çoğunlukla siyah olan ve
siyahların hakim olduğu
bir çevrede yetişmiş olsun.
İkinci aday her halükarda
çok daha iyi bir seçim
olur, çünkü o ajansa çok
daha fazla “çeşitlilik”
katar.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?