Şimdi 10 yıllar sonra televizyon halen önde gelen reklam aracı. Peki onun yerini dijital reklamcılık alacak mı? Belki, ama bu süreç biraz daha vakit alabilir. Hayatta hiçbir şey çabucak değişmez.
Bir fark yaratmanın bin bir türlü yolu var. Ancak bir fark yaratmaksızın, sırf çok kaliteli bir ambalajınız var diye kendi şirketinizi rakiplerinizden ayrıştırmanız çok zor.
Her ne kadar ortalıkta nöro pazarlama teknikleri hakkında çok fazla konuşuluyor olsa da şahsen ben bu gibi teknikleri kullanarak başarılı olmuş marka bilmiyorum.
Eğer hedef pazar ergenler ise o zaman bir sosyal medya programı genellikle iyi bir strateji olabilir.
Bir şirket güçlü bir görsel çekiç yarattıktan sonra o görseli yaptığı her şeyde kullanmalı. Örneğin Coca-Cola, o ince belli klasik şişesini teneke bira kutularında, kupalarda, ilan panolarında, dağıtım kamyonlarında, reklamlarda ve hatta yöneticilerin kartvizitlerinde bile kullanıyor.
Global Yeni Ürünler Veritabanı’na her ay dünya genelindeki 49 ülkeden yaklaşık 20 bin yeni ürün giriyor. Hemen hemen her kategoride benzer bir durumla karşılaşırsınız. Her yıl piyasaya yığınla yeni ürün sürülüyor.
Pazarlama işinin kapsamını asla geniş tutmamaları yönünde oluyor. Böylece markanın “odağını daraltmaya” ve bir şeyler simgelemeye yoğunlaşıyorlar.
Ay çöreği pazarıyla ilgili iki tane temel sorun var, Bunlardan ilki bir ay çöreği markasının pazar payının nasıl artırılacağı...
Bir girişim sermayesi şirketinin ilk yapması gereken iş, kategorinin o anda hangi aşamada olduğunu tespit etmektir.
Şirketlerin Apple, Procter & Gamble, Unilever, Kraft, Coca-Cola ve diğer pek çok başarılı şirketin yaptığını yapmaları gerekir. Piyasaya yeni marka isimleriyle yeni ürünler sürmeliler. Lansmanım yaptıkları yeni ürünlerde kendi çekirdek marka isimlerini kullanmamalılar.
Müşteri ilişkilerini kontrol altında tutmak da dahil artık her şeyin çok daha karmaşıklaştığı besbelli. Sayılamayacak kadar çok web sitesi var, mesajlardan geçilmiyor ve herkes birbiriyle rekabet ediyor. Yani her şeyden çok fazla var.