Sigortayı asgari ücret vurdu

15.03.2016 11:10:160
Paylaş Tweet Paylaş
Sigortayı asgari ücret vurdu

GÜNDEM

Bu yılbaşında gerçekleşen asgari ücret artışı, finansın farklı sektörlerini farklı şekillerde etkiliyor. Yüzde 30’luk artış, sadece iş dünyasında işçilik maliyetlerini yukarı çekmiyor. Dolaylı nedenlerle başka sektörlerde ciddi etkiler doğuruyor. Bu artışın özellikle bireysel bankacılık kaleminde tüketimi tetiklemesiyle bir nebze büyüme getirmesi bekleniyor. Ancak her alan bu kadar şanslı değil, örneğin sigortacılıkta yeni bir maliyet getirmesi öngörülüyor.

Sigortanın deneyimli isimlerine asgari ücretin artışının sigorta sektöründe nasıl bir etkisi olacağını sorduk…

ARTISI VAR MI? Asıl etki, sektörün zaten kâr sorunu yaşadığı zorunlu trafik sigortalarında yaşanıyor. Generali Sigorta Genel Müdürü Mine Ayhan, “Asgari ücret bedeni hasarlarda tazminat hesaplamasında baz alınan yasal alt sınır. Bu nedenle söz konusu artış, özellikle zorunlu trafik branşında bedeni hasarlar için hesaplanan destekten yoksun kalma tazminatının yükselmesine neden olacak. Buna ek olarak, daha sınırlı bir etkiye sahip olmakla birlikte asgari ücretteki artışın işçilik maliyetlerinde artışa neden olacağından maddi hasar tazminatlarının yükselişine de sebebiyet vermesi bekleniyor. Bu nedenle ilgili düzenlemeyle oto branşlarında başta olmak üzere hasar maliyetlerinin artışı kaçınılmaz görünüyor. Bedeni tazminatlar ve hasar maliyetlerinde artışın telafisi, bu maliyetlerin Zorunlu Trafik ve Kasko tarifelerine yansıtılmasıyla mümkün olacak” diye görüşünü açıklıyor. Sigorta sektörü yöneticilerine göre bu artış maalesef herhangi bir branşta diye dokunur pozitif bir büyüme getirmeyecek.

FATURASI 2 MİLYAR TL Groupama Sigorta Genel Müdürü ve Türkiye Sigorta Birliği Başkanı Ramazan Ülger ise yaptıkları çalışmalarla çıkacak yeni maliyet rakamını şöyle aktarıyor: “Ülkemizde kişilerin büyük çoğunluğu kayıt dışı yaşadığı ve gelirinin kaydı olmadığı için genelde destekten yoksunluk tazminatı istenirken gelir evrakları isteniyor. Gelir evrakları yoksa asgari ücretten hesaplanıyor. Gelir evrakları asgari ücretin üstündeyse onun üzerinden hesaplanıyor. Maalesef bizim destekten yoksunluk tazminatımızın yüzde 95’i asgari ücretten hesap ediliyor. Bize etkisi ise sektörde şu an yıllık 50 bin tane açık bedeni hasar dosyası var, bunların tamamı yeni asgari ücretle hesap edilecek. Ancak biz bu dosyaların primini asgari ücretin yüzde 30 artacağı üzerinden almadık, enflasyon kadar artacağına göre aldık. Sektöre yaklaşık 2 milyar ek maliyet geliyor. İyimser senaryoya göre, 1,5 milyar, kötümser senaryoya göre 2,5 milyar TL maliyet geliyor ve bunu tam hesap edemiyorsunuz.”

İNSAN KAYNAKLARI

YETENEĞİ TUTMAK ZORLAŞACAK

Mart sonunda uygulamaya geçecek BDDK’nın yeni düzenlemesi, sektörde insan kaynakları oyununun kurallarını değiştiriyor. “Bankalarda İyi Ücretlendirme Uygulamalarına İlişkin Rehber” adlı düzenleme, bankacıların aldıkları primlere ciddi sınırlama getiriyor. Öyle ki bugüne kadar nakit ödenen prim sistemi yerine, primlerin en az yüzde 40’ının minimum üç yıl vadeye yayılarak ödenmesi şartı getiriliyor. Hay Group Finansal Hizmetler Sektörü liderlerinden Serkan Şener, bu yeni düzenlemenin güçlü insan kaynakları politikaları olan bankacılığa etkilerini şöyle anlattı:

PRİMLER AZALACAK “BDDK, yaptığı düzenlemeyle gerek peşin gerekse ertelenen primin en az yüzde 50’si hisse senedi gibi nakit dışı araçlarla ödenecek. Bu nedenle çalışanların primlerinde ilk yıllarda önemli miktarda azalma yaşanacak. Örneğin bugün 100 TL prim alan bir yönetici, uygulamanın yürürlüğe girdiği yıl sonunda bunun en fazla 30 TL’sini nakit olarak alabilecek. 30 TL’sini de hisse senedi gibi nakit dışı araçlarla alabilirken 40 TL’sini ise ancak üç yıl sonra alabilecek. Farkı karşılamak için baz maaşların veya prim oranlarının artırılması ise bankalar açısından her yıl tekrar eden ek bir maliyet oluşturabilir. Diğer taraftan ertelenen primlerin sonraki yıllarda ödenmeye devam etmesi için finansal tablolarda önemli bir değişiklik yaşanmaması yani takipteki kredi oranlarında düşüş yaşanmaması gibi beklentiler de gerekiyor. Bu anlamda yöneticilerin ertelenmiş primlerini elde etmeleri de garanti değil…

DÜNYADA DEĞİŞİM NASIL? 2016, bankaların ücretlendirme ve özellikle prim uygulamaları açısından önemli bir yıl olacak. Çalışana verilen toplam nakit ve primin sınırlandırılmasıyla bankaların yetenekli çalışanları elde tutması zorlaşacak. Avrupa ve Amerika’da uzun vadeli prim sistemine geçişte yaşananlar, konunun özellikle yüksek performanslı çalışanlar nezdinde yönetilmesi gerektiğini gösteriyor. Ertelemenin başladığı ilk yıllarda özellikle hazine, proje finansmanı gibi alanlarda ve sonraki yıllarda yüksek risk yöneten yöneticilerin girişim sermayesi ve yatırım fonları gibi şirketlere geçtiği görülüyor. Ayrıca yeni uygulamaya göre, prim miktarını belirlemede sadece kâr, satış adedi gibi finansal değil müşteri memnuniyeti gibi finansal olmayan kriterler de dikkate alınacak. Burada asıl zor olan, bu zor dengenin üst düzey yöneticiler tarafından yönetilmesinde olacak. Şirket ve üst düzey yöneticiler için liderlik becerileri büyük önem kazanacak. Artan iş beklentilerine ilk etapta daha az prim alabilecek yöneticilerle cevap vermek banka üst yönetimlerinin liderlik rolünü daha da ön plana çıkaracak.”

 

CEOTWEET

MEHMET ŞİMŞEK

“Avrupa’nın ciddi yapısal sorunları var. Çözüm daha esnek iş gücü piyasası, derin sermaye piyasaları ve Türkiye’nin tam üyeliği…”

NURGÜN EYÜBOĞLU

“2016’da dayanıklılık önemli. Ne kadar dayanışma varsa dayanıklılık o kadar yüksek olur.”

ALİ İHSAN GÖKER

“Çin niye devalüasyon yapıyor? Yuan’ın değeriyle Çin'in ihracatı arasında 1'e 1 ilişki var. Bizde ise öyle bir ilişki yok. Yüzde 20 devalüasyon oldu ama ihracat artacağına yüzde 9 düştü. İlginç değil mi?”

 

 

CEO AJANDA

2016’NIN PARLAYAN ALANLARI

Bu yıl ülke ekonomisinin yüzde 4,5 büyüyeceği tahminiyle finansta 2015’e göre daha olumlu bir rüzgar var. Tüm yöneticiler, geçen yıla göre daha yüksek büyümeler öngörüyor. Biz de finansın farklı alanlarından isimlere 2016 yılında büyüme fırsatı gördükleri alanları ve gelecek öngörülerini sorduk:

BÜYÜME YİNE TÜZELDEN

“Bankacılık, Türkiye’de diğer sektörlere kıyasla daha gelişmiş bir noktada. Hem geçmiş yıllardaki nispeten yüksek kârlılık hem düzenleyici kuruluşların aldığı aksiyonlar sektörde ciddi bir sermaye, insan kaynağı ve teknoloji birikimi oluşmasını sağladı” diyen Finansbank Genel Müdürü TEMEL GÜZELOĞLU, 2016’nın yıldız alanlarını ve büyümelerini şöyle aktarıyor:

“2016 yılında bu birikimi iyi şekilde değerlendiren, müşteri memnuniyetini ön planda tutan, verimliliği artıran iş modellerini benimseyip bankacılığın farklı alanlarındaki farklı ihtiyaçlara cevap verebilen anlayışın öne çıkacağını düşünüyoruz. Bankacılığın 2016 yılında makro politika çerçevesinde şekillenmesini, politika yapıcıların kararlarının sektör için hem kredi büyümesi ivmesini hem de kredi büyümesinin kompozisyonunu dikte etmesini bekliyoruz. 2012’den itibaren olduğu gibi önümüzdeki yıllarda da dış denge odaklı para ve maliye politikalarının iş dünyası ve bankacılık sektörü stratejilerini şekillendirmeye devam edeceğini öngörüyoruz. Bu sebeple geçen yıllarda olduğu gibi önümüzdeki dönemde de büyümenin tüzel bankacılıktan geleceğini düşünüyoruz. Bizler de öncelikle üretimi destekleyen stratejiler izliyoruz. 2016’da sektör için çok önemli bir trend de dijital bankacılığın gelişmesi ve daha da yaygınlaşması olacak. Bu, bütün dünyada bankacılık sektörüne hakim olan bir trend. Ama Türkiye özelinde baktığımızda son yıllarda bireysel bankacılık alanındaki düzenlemelerin bu segment kârlılığı üzerindeki olumsuz etkisinin, maliyet yönetiminin ve dolayısıyla dijital bankacılığın önemini artırdığını görüyoruz.”

FIRSAT İHRACAT FAKTORİNGDE Finansal Kurumlar Birliği Başkan Vekili ve Strateji Faktoring Yönetim Kurulu Başkanı ZAFER ATAMAN ise faktoring için şu öngörülerde bulunuyor:

“2016 için büyüme hedefi yüzde 4,5 olarak açıklandı. Faktoring bu anlamda ilginç bir sektör, ticaretin finansmanını sağladığımız için büyüyen bir ekonomide bizim büyüme çarpanımız çok daha yüksek oluyor. Şayet bu beklenti gerçekleşirse 2016 yılında faktoringin ülkenin büyüme hedeflerine bağlı olarak yüzde 15-20 civarında büyüyeceğini tahmin ediyoruz. Toplam faktoring hacmimizin yüzde 17’si ihracat faktoringi. İşimizin bu alanında her yıl sektör büyümemizden daha hızlı bir artış var. Özellikle TCMB kaynaklı Eximbank kredileri ve garantilerinin daha fazla kullanım alanı bulmasıyla İhracat faktoringindeki büyümenin, yurtiçindeki büyümeden yüzde 5-10 daha fazla olacağını da geçmiş yıllardaki eğilimlerimize bakarak rahatlıkla söyleyebiliriz. Yine 2016 yılında ne kadar hayata geçirebiliriz, henüz bilmiyoruz. Ancak tedarikçi zinciri finansmanı konusunda tüm dünyada hararetli arayışlar ve pazar payı yaratma çabaları var. Türkiye’de henüz emekleme aşamasında olan bu alanda hızlı bir büyüme gerçekleştirebiliriz. Bunun için hazırlıklarımız hızla devam ediyor. Ayrıca toplam ticarette e-fatura kullanımı artıyor. Örneğin 2015 yılının son aylarında faktoring işlemlerin yüzde 40’ı e-faturayla gerçekleşti. Bu oranın artması, buna uygun teknolojik altyapının sağlanması, işlemleri daha hızlandıracak ve büyümemizi ülke büyümesine bağlı parametrelerin de ötesine taşıyacak diye umuyoruz.”

 

GÖSTERGE

“2015 sonu itibarıyla 52 milyar dolara çıkacak katılım bankacılığı toplam aktiflerinin, 2020’ye kadar yıllık ortalama yüzde16 büyüyerek 93 milyar dolara ulaşması öngörülüyor. EY’nin raporuna göre küresel İslami bankacılıkta kâr, 2020 yılında 30,3 milyar dolara ulaşacak.”

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


YAZARIN DİĞER YAZILARI TÜMÜNÜ GÖRÜNTÜLE

Yorum Yaz