Hatada nasıl aksiyon alırsınız?

(Lider Ajanda)
2008 krizi, dünyada büyük bankaların da önemli yanlışlar, hatta bu kurumları çöküşe sürükleyecek hatalar yaptığını ortaya koydu. Türkiye'de de bankalarda özellikle de sistemler devreye girdiğinden beri hata sayısı artıyor.

Türkiye'nin üç büyük banka yöneticisine, ister sistematik ister insani hata durumunda nasıl bir yol planı izlediklerini sordum. Hepsi, cezayı kesmeden önce hatayı anlamanın ve ders çıkarmanın önemine vurgu yaptı.

TAKIMIMI HARCAMAM
Yapı Kredi Bankası Genel Müdürü Faik Açıkalın, ilk olarak hatanın niteliğine bakıyor, sistemik mi yoksa münferit mi onu inceliyor. Hata yapana karşı ise toleranslı davranıyor. Açıkalın, bir hatayla karşılaştığında nasıl yol izlediğini şöyle aktarıyor: “Bu hatadan ders alabiliyor muyuz ona bakarım.

Hatayı anlamaya çalışırım, hasar hangi noktaya ulaşabilir onu düşünürüm. Sistematik bir hataysa süreçlerimizi değiştirmemiz, yeniden kurmamız gerekir. Ama insani bir hata ise o zaman olay bazında değerlendirmek lazım. ilk olarak hasarı nasıl minimize edebiliriz oraya odaklanırım.

Gerekli sorumluluklara göre gerekli dersleri çıkarmaya çalışırım. Ama hatayı yapana hemen ceza kesilmez. Bu, doğru olmaz. Kaliteli iş gücü ve doğru takım arkadaşlarıyla çalışmak, bugün için çok ciddi bir öncelik. Yakın zamanda iş dünyasında yetenek savaşları başlayacak. Ben takım arkadaşlarımı kolay kazanmıyorum, o nedenle o kadar kolay, bir hatada harcayamam.”

HATA YOKSA SORUN VAR
Finansbank Temel Güzeloğlu'nun hataya karşı farklı bir yaklaşımı var. “Hata yapmıyorsanız, iş de yapmıyorsunuz” felsefesiyle çalışmayı tercih eden Güzeloğlu, hata olduğunda
aldığı aksiyonu şu sözlerle anlatıyor: “Hata yapmayan yeni şeyler denemiyordur.

Bankacılıkta bazen hatalar çok büyük sonuçlara yol açıyor. Ama yeni şeyler denemesi gereken ekiplerde ya da işini geliştirmek için inisiyatif almış kişilerde, hataların sonucu ben pozitif karşılıyorum.

Önemli olan hatadan ders çıkarmak, bir daha tekrar etmemek. Biz hatayı organizasyonunun her kademesinde yapıyoruz. Ben en çok üst kadronun, genel müdür yardımcılarımın yeni şeyler denemesini istiyorum.

Cezaya gelince, ceza illa insanları kaybetmek anlamına gelmez. Farklı cezalar uygulanabilir. Genel müdürlükten önce ben pazarlama ve satıştan sorumlu genel müdür yardımcısıydım. Pazarlama departmanına '5 proje yapacaksınız 3'ü başarısız olacak, ancak 2'si işe yarayacak' derdim. Yoksa işlerde sorun vardır”

KÖTÜ NİYET VARSA İŞ DEĞİŞİR
Denizbank Genel Müdürü Hakan Ateş, öncelikle hatanın olmaması için yeterli kaynağı ayırıp ayırmadıklarını inceliyor. Bankacılık güvene dayalı olduğu için kötü niyetli hatalara Ateş'in hiç toleransı yok.

“Bankacılık hata kabul etmez” diyen Ateş, şöyle devam ediyor: “Doğrudan parayla uğraştığımız için hata konusunda hassasiyetim yüksek. Eğer kötü niyete dayalı bir hataysa onu affetmem. Örneğin bizim güney illerinden birinde bir şube müdürümüz örgütlü suç nedeniyle 27 yıla mahkum oldu.

Biz tüm ekibiyle olayı yargıya intikal ettirdik, başka çaremiz yoktu. Bankalar Kanunu bu tip durumlarda ağır yükümler içeriyor. Bu tür para işleriyle uğraşan kişilerin güvenilir olması lazım. Bankacılık bu bakımdan hataya açık değil. Ama tabii diğer alanlarda hata olmuyor diyemeyiz.

Sıkça oluyor, hele ki hayatımıza giren sistemlerin hatayı artırma riskleri var. Bir banka yurtdışında iki gün kredi kart sistemini çalıştıramadı, olabiliyor. Yine de bizim sektörümüz mükemmele gitmeye en yakın sektördür. Topyekun yönetim kurulunu götürecek hatalara açık olduğu ve doğrudan hissedar cezalandırdığı için hata oranı düşük olmalı.”