Akıllı şebekeler, enerji üretimiyle talebi arasında bir dengenin kurulmasını sağlayarak şebeke istikrarına katkıda bulunur. Aynı zamanda enerji depolama cihazlarıyla birlikte dağınık enerji üreticilerinin de şebekeye büyük ölçüde entegre olmalarını sağlarlar.
İtalya’nın kişi başına elektrik tüketimini oldukça düşük seviyede tutan ılıman iklimi sayesinde, bu ülkedeki enerji verimliliği duyarlılığı geleneksel olarak çok zayıf. Ancak İtalya, enerji verimliliği farkındalığı yaratmak için enerjinin son kullanıcı fiyatlarını yükselterek bu konuda daha bilinçli olmaya başladı.
Siemens ile Cenova Üniversitesi’nden araştırmacılar, aynı zamanda bir depolama aracı olarak da kullanılabilen hem geleneksel hem yenilenebilir enerji kaynaklarının bir karışımıyla çalışan bir enerji şebekesi kuruyor. Bu projenin amacı, aslında şehirlere yönelik bir mikro şebeke kavramı geliştirmek. Siemens ve İtalyan enerji şirketi Enel, Cenova Üniversitesi’nin elektrik giderlerini daha şimdiden dikkate değer boyutta düşüren bu akıllı projenin sunumunu, Milano’daki Expo 2015 fuarında yapacak.
Carbon Disclosure Project, uluslararası bir sivil toplum kuruluşu. Türkiye ayağı ise Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu tarafından yönetiliyor. CDP Türkiye, her yıl BŞST100 şirketlerine iklim değişikliği risklerini raporlamaları adına davet gönderiliyor. 2014’te 41 şirketin katıldığı raporlamada, Arçelik ve Tofaş iklim değişikliği performansında en iyi şirketler oldu. Bu başarının şirketlerde yaratmaya çalıştıkları farkındalığın bir sonucu olduğunu söyleyen CDP Türkiye Direktörü ve Sabancı Üniversitesi Öğretim Üyesi Melsa Ararat, “Küresel çapta yatırımcılar, şirketlerin CDP’ye yanıt vermiş olmasını yönetim kalitesinin bir göstergesi olarak değerlendiriliyor” diyor.
Sürdürülebilirlik trendi şirketler cephesinde önemli bir farkındalık yarattı. Bu farkındalık, “yeşil” yatırımların da yıllar itibarıyla artmasını sağlıyor. Örneğin Vestel, çevreci ürün geliştirmeye ayırdığı kaynağı, 5 yıl öncesine göre 3 kat artırmış durumda. Koç Holding’in son 5 yılda bu alanda yaptığı yatırım miktarı 910 milyon TL’ye ulaştı. Zorlu Enerji ise 2014’teki 1 milyon 650 bin TL olan harcama miktarını bu yıl 1 milyon 900 bin TL’ye çıkarmayı hedefliyor. Özetle 2015 yatırım bütçelerinde yeşilin payı artmış durumda…
Sürdürülebilirlikle ilgili sertifikasyon çalışmalarını tamamlayan Alarko Carrier, 2012 yılından bu yana AR-GE çalışmaları yapıyor. Avrupa Birliği’nin henüz kavramsal düzeyde olan yeni regülasyonları için AR-GE merkezinde şimdiden ürün geliştirmeye başladıklarını belirten Alarko Carrier Fabrikalardan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Murat Çopur, “Sürdürülebilirliği sadece şirket politikası değil, çalışanları ve yan sanayisiyle birlikte şirket kültürü haline getirmeyi hedefliyoruz” diyor.
Araştırma sonuçları günümüzde tüketicilerin yüzde 75’inin çevre farkındalığına sahip olduğunu gösteriyor. Uzun yıllar önce ozon tabakasının zarar gördüğüne ilişkin bulguların duyurulmasıyla birlikte başlayan bu farkındalık şirketleri de çevreci ürünlere yöneltti. Arçelik’ten Vestel’e BASF’den Duravit’e, P&G’den Toshiba’ya şirketler çevreci ürün portföyleriyle dikkat çekiyor. Enerji duyarlılığından geri dönüşüme, yeşil tedarikten su tasarrufuna doğaya daha az zarar verme hedeflerini gerçekleştiriyorlar.
“İyi Tarım” projesiyle dikkat çeken Migros, perakende sektörüne öncülük yapıyor. Şirket “yeşil perakendeci” unvanıyla LEED Gold sertifikalı ilk mağazayı açtı. Son olarak da BİST Sürdürülebilirlik Endeksi’ndeki ilk perakendeci oldu. Migros Genel Müdürü Özgür Tort, bu ilklerin süreceğini belirtiyor ve ekliyor: “Sürdürülebilirlik anlayışımızı iş yapış şekillerimize de yansıtmayı başarmış bir şirketiz. Toplumsal duyarlılık bilincinin gelişmesi için projelerimizi tabana yaymaya da devam edeceğiz.”
Sadece şirketler değil onlara liderlik eden yöneticiler de artık bireysel olarak çevre konusuna daha hassas yaklaşıyor. Bugün iş dünyasında birçok üst düzey yönetici özel hayatında tükettiği her türlü ürünün çevreye vereceği olası zararı göz önünde bulundurarak satın alma tercihinde bulunuyor. Geri dönüşüm konusunda örnek yaklaşımlar sergiliyor. Her CEO’nun çevre söz konusu olduğunda hassasiyet gösterdiği husus da değişiyor. Örneğin Arcelor Mittal CEO’su Adnan Öztürk, ormanların yok olması karşısında önemli bir duyarlılık ortaya koyuyor ve her yıl 10 bin ağaç dikmeye çalışıyor. Socar Türkiye Başkanı Yavuz Erkut, hem denizlerin kirlenmesinin hem yaşadığı bölgedeki betonlaşmasının önüne geçecek aktivitelerde yer alıyor.
Her şey 1865 yılında Ludwingshagen'de başladı. Küçük bir boya üreticisi, bugün 80 ülkede 112 bin çalışanlı bir deve dönüştü. “Sürdürülebilir bir gelecek için kimya yaratıyoruz” sloganıyla kimya alanında değer yaratan şirket, boyadan otomotive, plastikten tekstile, medikalden gıda sanayine kadar çok geniş bir yelpazede faaliyet gösteren müşterileri için hammadde sağlıyor ve inovatif çözümler üretiyor.
Bir yerden bir yere ulaşım sadece Türkiye’nin değil tüm dünyanın sorunu. Sürdürülebilir ulaşım uzmanı Holger Dalkmann ile Buzzcarr kurucusu ve CEO’su Robin Chase, bu probleme değinerek gelecekte araba kullanımının nasıl değişeceğini demografik bir çerçevede gözler önüne seriyor. Yarınların kentsel ulaşım ekosisteminde toplu taşımacılığın, bilgi ve iletişim teknolojilerinin oynayacakları önemli rollere değiniyorlar. En önemlisi ulaşımda farklı şehir örneklerinden yararlanarak önemli mesajlar veriyorlar.